"Körfezde Gün Batımı" ve "Fotoğraftan Söz Düştü" adlı iki şiir kitabının ardından çıkardığı romanıyla adından söz ettirmeyi başaran Şerife Apaydın, "Leylek ile Martı" ve "Sevgi Emektir" isimli çocuk öykü kitaplarını yazarak çocukların dünyasına da bir pencere açmıştı.

Yazar, "Sokağın Rengi" adlı romanıyla, geçmişten günümüze süregelmiş, kadına ve çocuğa yapılan fiziksel ve manevi şiddete, sokaklardaki yaşanmışlıklara, yoksulluğa ve töre baskısına farkındalık yaratmak istediğini söylüyor. Romanın kahramanlarını her yerde, her zaman görmeyi öylesine kanıksamış olduğumuzu, çoğu zaman farkına bile varmadan yanlarından geçip gittiğimizi dile getiriyor. Kitabı yazarken, toplumun, hâla sarılmayı bekleyen yaralarına bir parçacık da olsa dokunabileceğini hissettiğini belirtiyor.

Romanın kurgusu içinde, bu insanlara duyarsız kalınmadığında yaşanan güzellikleri de sergileyen Apaydın,okurlarını, romandaki kahramanlarla birlikte güzel yurdumuzun nadide köşelerinde gezdirmeyi amaçladığını,batıdan doğuya her bölgenin örnek davranışlarına, kültürüne gelenek ve göreneklerine de yer vermeye çalıştığını ifade ediyor.  Son günlerin en çok okunan kitaplarından biri olan Sokağın Rengi’ni, akademisyen şair yazar ve köşe yazarı Şerif Kutludağ ise şöyle anlatıyor:

“İzmir edebiyat çevrelerinin şair kimliğiyle bildiği Şerife Apaydın’ın uzun araştırma ve emeklerle ortaya koyduğu Sokağın Rengi, akıcı, rahat okunan, Türkçemizin güzelliklerinin de sergilendiği,  gerçekten hayata ve insana dair ne varsa içinde barındıran bir kitap. Kapak resmini şair-yazar Turgut Güler’in yaptığı, Liman yayınlarından çıkan bu roman için diyebilirim ki hem gelenekçi kuşağa hem de z kuşağı denilen genç kuşağa hitap eden bir dokuya sahip.”