Antalya'daki birçok kadın örgütü, bu haklı eyleme katılmak için orada toplandılar. Bende CHP İl Başkanı olarak meydandaydım.

İyi Parti İl Başkanı Mehmet Başaran ve Yine İyi Parti Milletvekili Hasan Subaşı ile birlikte CHP'li Milletvekilimiz Aydın Özer de bu eyleme destek vermek için oradalardı.

Yüzlerce kadın, bazıları çocukları ile birlikte kendilerini şiddetten koruyan bir yasanın kaldırılmasını protesto etmek için Meydan'da toplanmışlar, haklı taleplerini dile getiriyorlardı. Bütün basın oradaydı, herkes görüntü alıyor, konuşmaları dinliyordu.

İşte tam bu sırada birdenbire kalabalık içerisinden birisi ortaya gelip üstünü açarak bir görüntü verdi. Kadınlarımız hemen müdahale ederek o şahsı meydandan uzaklaştırdılar. Belki yarım dakika bile sürmeyen bu olay tabii ki görüntülendi.

Olayın bundan sonrası ise tam ibretlik.

KENDİSİNE GAZETECİYİM DİYEN KİFAYETSİZ MUHTERİSLER!

Gerçek basın emekçilerini tenzih ederek söylüyorum.

İşte bu görüntünün ardından bazı gazeteci bozuntuları, sanki yapılan bu hareketten haberimiz varmışcasına sosyal medyalarından içlerindeki kinlerini dökmüşler.

"Bunlar mı kadın haklarının savunucusu olacak?, Antalya Antalya olalı böyle rezalet bir eylem görmedi, bari sizde soyunup, eşlik etseydiniz, utanmıyor musunuz?, Sizin ananız, bacınız yok mu? Kadın haklarını böyle mi savunuyorsunuz?” gibi yazılar yazmışlar.

Onca yolsuzluğa, rüşvet iddialarına, usulsüzlüğe karşı dut yemiş bülbül taklidi yapan AKP’nin İl Başkanı Ethem Taş da fırsat bulduğunu zannederek çıkmış, bu olayın oradaki tüm insanların savunduğu değerler çerçevesinde bir protesto olduğunu dile getirerek, İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Başaran’a ve bana ‘iyi seyirler’ dilemiş.

Öncelikle Türkiye’de iktidar olan bir partinin İl Başkanını bu talihsiz ve bahtsız açıklamasından dolayı şiddetle kınıyorum. Kendisi ve yakınındakiler farkında olmasa gerek ancak yaptığı bu açıklama, değil orada İstanbul Sözleşmesinin feshini protesto eden kadınları; Türkiye’de bu protestoyu gerçekleştiren herkesi hedef almaktadır. Nereden baksanız ayrıştırıcı, aşağılayıcı, art niyetli ve akıldışıdır!

Bu ahlaktan ve edepten yoksun gazeteci kılıklı tetikçilere ise sorum şudur; peki sizin hiç ahlakınız, erdeminiz, utanma duygunuz yok mu? Siz bu tür yazı yazarak o meydan da toplanmış olan yüzlerce kadına hakaret ettiğinizin farkında mısınız?

GAZETECİ ARAŞTIRIR, SORAR, ÖĞRENİR ÖYLE YAZAR!

Bu olay tam anlamıyla bir provokasyondur! Belki de eline üç, beş kuruş verilerek kadınlarımızın haklı eylemini provoke etmek için gönderilmiş bir kişidir.

Namuslu gazeteciler bunu fark eder, bundan şüphe eder, araştırır ve öyle yazar. "Cami'de içki içtiler, deri yelekli adamlar üstüme işediler" gibi yalanları gündemde tutan, Sarayın tetikçiliğine soyunanlar ise böylesi iftira ve yalanlarla kendilerini birilerinin gözüne sokmaya çalışır.

Ne yaparlarsa yapsınlar; Millet ittifakı olarak ilk seçimde bu yalan ve talan düzenine son verip, sizin gibi tetikçi gazetecileri de bu yalan dünyanın esaretinden kurtaracağız.