TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 31 Ekim’de Tarım ve Orman Bakanlığının Bütçe görüşmeleri başladı. Antalya CHP Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Cavit Arı konuşmasında:
“Öncelikle tarım ile ilgili şunu söylemek istiyorum. Her şeyden önce tarımda esas olanın üretim olması gerektiğini ve üretimin önemini insanlığın var olduğundan bu tarafa biliyoruz ama özellikle de son dönemde, pandemiyle birlikte daha da iyi anladık. Üretim olmadan cebinizdeki paranın hiçbir değeri, önemi olmadığı açıkça ortaya çıktı. En önemli konulardan bir tanesi üretim alanlarının daralması bunu hep birlikte görüyoruz. Üretim alanlarını gezip dolaştığımızda fark ediyoruz. Değişik desteklemelerle, teşviklerle üretimden çekilen vatandaşlarımızın boşalttığı alanlar var. Üretim girdi maliyetleri gerçekten çok yüksek örnek vermek gerekirse: Benim ilim olan Antalya’da ekim örtü altı sebzeciliğin, sera üretimlerinin ve güz ekimlerinde %50 – %60 vazgeçme var. Üretim maliyetlerinin yüksekliği, artık üreticilerin ektiğinden para kazanamaz hale geldiğinden dolayı ekip zarar etmektense ekmemeyi tercih ettiği bir döneme geldiğimizi gösteriyor.”
Konuşmasının devamında tarımda plansızlık sorununa değinen Arı “Sunum Kitapçığınızda “Üretimde sürdürülebilirlik için planlamayı, planlama için ileri teknolojiyi önceleyerek tarım politikalarını bu doğrultuda geliştiriyoruz.” dediniz ancak Türkiye’nin üretimle ilgili en önemli sorunu plansızlık. Siz Planlamayı önceliyoruz derken ülkede nasıl bir planlama yaptınız? İktidarınız döneminde yirmi yıldır daha hangi bölgede hangi ürünün destekleneceği, hangi ürünlere garanti alım gerektiği gibi konuları başaramadınız yani sizin bu “Planlamayı hedefliyoruz.” gibi söylemleriniz yirmi yıllık iktidar döneminde sonuç itibarıyla boşa çıktı. Bakanlıktaki süreniz sekiz ay olabilir ama siz de sonuçta bu iktidarın bir Bakanısınız, yirmi yıllık tüm fatura Bakanlığınıza ve sonuçta da iktidarınıza aittir.” ifadelerine yer verdi.
Antalyada Tarım konusu ile konuşmasına devam eden Arı “Antalya narenciye bölgesidir ancak bir dönem geliyor, insanlar narenciye ağaçlarını kesiyor, nar dikiyor. Bir dönem geliyor, narla ilgili dikilenin karşılığını alamamış insanlar çünkü devlet olarak, o ekim yapanların elde ettiği ürünü doğru kullanabileceği bir pazar oluşturamamışsınız. Narenciye ağaçları, nar ağaçları kesiliyor ve yüksek metrelerde seralarda muz ekimi gerçekletiriliyor. Bir taraftan su kaynakları ciddi tehdit altında, bir taraftan da oradaki doğal yapı bozulmakta ve sonuç olarak da iklimi gerçekten ciddi şekilde etkileyecek bir hâle gelmiş durumda. Muz ekenler hâlinden, şu an çok memnun mu? İlk etapta verilen bu kadar teşviklerle geniş ekim alanları oluştu muzda ve şimdi de gerçekten sıkıntılı bir sürece girer hâle geldiler. Neden? Burada da maliyet yüksek ve ithalata devam ediyorsunuz.” dedi.
Kıyaslayacağınız yıl 2002 değil, 2002 yirmi sene geride kaldı.
Arı “ Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 2002’de 3,8 milyar iken 2021’de 25 milyar dolara kadar çıkardığınızı ifade etmişsiniz ama sunum kitapçığınızda görüyorum ki ithalatla ilgili herhangi bir rakamdan bahsetmemişsiniz. Sizin yarışacak olduğunuz yıl 2002 değil, 2002 yirmi sene geride kaldı. İktidar olarak her dönemde bir önceki yıla göre daha kötüye giden bir tablo izliyoruz. AKP iktidarı olarak “Üretimi, ihracatı artırdık ” demek yerine, hâlâ karpuz, elma, buğday ve hatta samanı da ithal eden bir ülke konumuna getirdiğinizi söylememiz gerekir.” İfadeleri ile hükümeti eleştirdi.
Konuşmasında orman yangınları için Arı “Manavgat yangını olarak geçen yangın sürecinde binlerce dönümlük alanda orman yangını oldu. Sadece Manavgat değil, Akseki, Alanya, Gündoğmuş gibi ilçelerimizde de ancak o yangın sürecinden sonra tarihin en büyük vurgun orada gerçekleşti. Yangın bölgesinde yer alan ve sağlam olan o ağaçlar apar topar çok geniş alanlarla ihaleye çıkarıldı; çok küçük rakamlarla, metreküpleri 80, 90, 100, 110 TL gibi rakamlarla satışa çıkarılan ağaçlar süreç içerisinde piyasada 1.000, 1.500, 2.000, 2.500 gibi rakamlara çıktı. Tarihin belki de en büyük rantı orada gerçekleşti, bu konuda defalarca dile getirmemize rağmen hiçbir soruşturma açılmadı. Çok büyük kamu zararı var.” ifadelerini kullandı.
Korkuteli Dereköy mahallesinde linyit kömür ocağı açılması hakkında Arı “Antalya ili Korkuteli ilçesi Dereköy Mahallesi’nde 5 bin dönümlük bir alanın 2 bin dönümünü kapsayan bir alanda linyit kömür ocağı açılmasıyla ilgili Toprak Koruma Kurulunda 2 kere ret kararı çıktı ancak bu ret kararına 3 imza onay verdi, 3 kişi “Olabilir.” dedi. Sizin Bakanlık olarak benim verdiğim yazılı soru önergesine cevabınızda “Burası sulu mutlak tarım alanıdır, marjinal tarım arazisidir. Bu nedenle uygun görmedik.” diye bir cümle var ama burada hâlâ o kömür mücadelesi devam ediyor. Oradaki tarım alanının yok edilip kömür alanının açılmasıyla ilgili karara imza atanlardan biriside il müdürünüz oldu. Tarım alanlarını korumak için mücadele etmesi gereken il müdürünüz kömür ocağına destek verdi. Bu konuyu da bilgilerinize sunarım.” cümleleri ile konuşmasını bitirdi.