Antalyalıların özlemle beklediği fuar kapılarını açtı.Antalya’da pandemi nedeniyle verilen bir yıllık aranın ardından kitapseverlerle buluşan 11. Antalya Kitap Fuarı ilk günden büyük bir yoğunluğa sahne oldu. Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Gelecek Bilgiyle Yeşerecek’ sloganıyla Cam Piramit’te 11’inci kez kapılarını açan fuarın ilk gününde açılış konferansını onur konuğu olarak davet edilen tarihçi-yazar İlber Ortaylı verdi.
Bu yıl 15-24 Ekim tarihleri arasında 206 yazar ve 234 yayınevinin katılımlarıyla gerçekleştirilecek 11’inci Antalya Kitap Fuarı çok sayıda kitapseverin katılımlarıyla Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezinde kapılarını açtı. Açılış töreni ardından fuarın onur konuğu ünlü tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) kitapseverlere konferans verdi. Çok sayıda katılımcı ile gerçekleşen söyleşide Ortaylı, Antalya’nın kültürü, tarihi ve daha önce bu coğrafyada yaşayan medeniyetler hakkında bilgi verdi.
FİLOLOJİ KONUSUNDA EĞİTİM ALIN
Atatürk Kültür Merkezi’ni dolduran ve çoğunluğu gençlerden oluşan kalabalığa hitap eden Prof. Dr. İlber Ortaylı, Antalya Kitap Fuarı’na onur konuğu olarak katılmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Konferansa katılan üniversite öğrencilerine, Antalya’nın her köşesinden tarih fışkırdığını ve geçmiş dönem yaşamları hakkında bilgi edinmeleri için filoloji (dil bilimi) konusunda eğitim almaları konusunda öneride bulundu. Ortaylı, ‘‘Öğrencilere vereceğim tavsiye şudur; siz üniversiteye girdiğiniz zaman nereye gireceğinizi bilmiyorsunuz puan takip ediyorsunuz. Lütfen ciddi şeyler öğrenmeye bakın. Birçok dalı önemle analiz ederek karar verin. Filoloji okuyun. Şark dili, garp dili, klasik diller okuyun’’ dedi.
NEDEN ANTALYA’DA KLASİK DİLLER ZAYIF
Konuşmasında Antalya’da bulunan üniversitelerde klasik dillerin zayıf olmasını anlam veremediğini söyleyen Ortaylı, “Dağ-taş Yunanca, Latince dolu. Dersin ki dünyanın en önemli klasik filolojilerinden birisi burada olacak. Yani Mustafa Kemal Paşa bozkırdaki üniversiteye Hitlerden kaçan büyük bir alimi getirmiş Yunanca, Latince öğretsin çocuklara diye. Hiç öğle bir aşk ve bir kafa kimsede göremiyorum bu asırda. Bu olur mu, bir filoloji kurarsın Arapça, Farsça, İbranice, Rumca öğrenirler. Ondan sonra tarihin öbür branşlarına giderler. Böyle şeyleri seçmeye bakın” diye konuştu.